Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak amacıyla ittifak ve iktidar olarak kardeşliğimizi daha da güçlendirecek adımlar atıyoruz. Bugüne kadar büyük bir sabırla, kararlılıkla ve hassasiyetle süreci yönettik. Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzman Erbaş Komando Temel Kursu Mezuniyet ve Bröve Takma Töreni’ne, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantıyla katıldı.
Konuşmasına, tören alanındakileri selamlayarak başlayan Erdoğan, “Canımız, aziz bildiğimiz bu vatanın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitlerimizi bugün bir kez daha minnetle yad ediyorum. Dar-ı bekaya irtihal eden gazilerimize Cenabıallah’tan rahmet diliyor, hayatta olanlara şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.” ifadesini kullandı.
Malazgirt’teki akınlardan İstanbul’un fethine, İstiklal Savaşı’ndan 15 Temmuz darbe teşebbüsünün püskürtülmesine kadar “ilayı kelimetullah” uğruna şehadet şerbeti içen tüm şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Rabb’im şehit ve gazilerimizin emaneti olan bu cennet vatanın her bir köşesine hakkıyla sahip çıkmayı, milletimize ve devletimize layıkıyla hizmet etmeyi, Türkiye’yi her alanda muzaffer ve muvaffak kılmayı, birlik ve kardeşlik iklimini ülke sathında yeşertmeyi hepimize nasip eylesin.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 haftalık zorlu eğitim sürecini başarıyla nihayete erdiren 2 bin 94 komando uzman erbaşı ayrı ayrı tebrik ederek, “Mevla’dan her bir Mehmetçiğimize vazifelerinde üstün muvaffakiyetler temenni ediyorum. Verdikleri güçlü, modern ve nitelikli eğitimle komando uzman erbaşlarımızı yalnızca en çetin koşullara değil, hayatın farklı zorluklarına da hazırlayan tüm komutanlarımıza buradan teşekkür ediyorum. Keza sizleri binbir emekle büyüten, vatan, millet, devlet aşkıyla yetiştiren ailelerinize selamlarımı iletiyor, ‘Allah onlardan razı olsun’ diyorum.” sözlerini sarf etti.
Bugün kahraman askerlere tevcih edilecek olanın, milletin şahsı manevisinde vücut bulan iftihar ve cesaret nişanları olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Almaya hak kazandığınız mezuniyet belgeleri havada, karada, denizde, her zaman ve her yerde korkusuzca vereceğiniz şanlı mücadelenin namus ve ehliyet beratlarıdır. 2 hafta sonra inşallah birliklerinize katılacak, en yalçın tepelerde, en zorlu hava şartlarında, en derin sularda çoğu zaman hayatınız pahasına vatanımıza ve milletimize hizmet edeceksiniz. ‘Ezan dinmesin, rengini şehitlerimizin mübarek kanlarından alan al bayrak inmesin’ diye gerektiğinde anadan, yardan, serden geçeceksiniz. İnşallah her biriniz disiplininizle, cesaretinizle, yiğitliğinizle ve elbette vicdanınızla, ahlakınızla, merhametinizle göz dolduracak. Vazifenizi icra ederken şu hususu asla unutmamanızı istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti öyle hüdayinabit bir devlet değildir.
Bu toprakları bin yıldır gerektiğinde al kanlarıyla sulayan, kardeşlik ve dayanışma ruhuyla yeşerten bu millet, öyle sıradan bir topluluk değildir. Bizler ‘Devlet ebet müddet’ ilkesi doğrultusunda, ilayı kelimetullah yolunda asırlardır mücadele eden, şahsiyetini, vahdet ve uhuvvet şuuru istikametinde tahkim eden bir milletiz. Kurduğumuz devletlerle, insanlığa kattığımız değerlerle sancaktarlığını yaptığımız o kutlu dava ile temayüz etmiş, adeta bütünleşmiş bir milletin mensuplarıyız. Geçmişi böylesine şanlı, böylesine şerefli bir milleti, tüm unsurlarıyla, tüm müktesebatıyla geleceğe taşımak hepimizin esas gayesidir. Şunu da aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayınız, Türkiye Cumhuriyeti sulhun, barışın, istikrarın tarafındadır. Türkiye hiçbir ayrım yapmadan tüm komşularında ve bölgesinde huzurun, egemen olmasını samimiyetle istemektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllardır istikrarsızlıklarla ve çatışmalarla boğuşan bölgemizde yeni krizlerin ortaya çıkmasını asla arzu etmiyoruz.” dedi.
Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına Türkiye’nin etrafında, merkezinde barış ve güvenliğin olduğu yeni bir iklimin hakim olması gerektiğine inandıklarını belirten Erdoğan, “Gazze’de zulüm ve katliam son bulsun, Suriye 14 yıldır hasretini çektiği huzur ortamına kavuşsun, Rusya-Ukrayna Savaşı bir an önce adil bir barışla nihayete ersin istiyoruz. Bunları da öyle birileri gibi laf olsun diye söylemiyor, tüm kalbimizle barışa inandığımız için her fırsatta vurguluyoruz. İnşallah bunun için çalışmaya, bunun için mücadele etmeye, bunun için sorumluluk almaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Ekonomiden dış politikaya birçok alanda olduğu gibi terörle mücadelede de verilen emeklerin karşılığını almaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaptığımız başarılı operasyonlarla örgütün Türkiye’deki eylem kapasitesi ve varlığını etkisiz hale getirdik. Suriye ve Irak’ın kuzeyine gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekatlarla terörü kaynağında kurutma noktasına geldik. Şimdi bunu farklı bir aşamaya taşıyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize ulaşmak amacıyla ittifak ve iktidar olarak kardeşliğimizi daha da güçlendirecek adımlar atıyoruz. Bugüne kadar büyük bir sabırla, kararlılıkla ve hassasiyetle süreci yönettik. Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz. 40 yıldır kanımızı emen, kaynaklarımızı sömüren, kardeşi kardeşe kırdıran terör belasından tamamıyla kurtulup, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine vardığımızda inşallah önümüzde yepyeni bir sayfa açılacak, Türkiye Yüzyılı’nın kilit taşlarından biri daha yerine oturtulmuş olacaktır. Kahraman ordumuzun kahraman mensupları, sizler yalnızca ülkemizin caydırıcı gücü değil, bölgemizin barış, refah ve güvenliğinin de teminatısınız. Kaderini Türkiye’nin kaderiyle birleştirmiş, ümidini bu ülkenin geleceğine bağlamış mazlumlar için de mücadele eden birer çelik pençesiniz. Zalime Yavuz, mazluma Yunus’sunuz. Gerek ülkemizde gerek sınırlarımızda gerekse yurt dışında ordumuza yakışır şekilde görev yapacağınızdan en küçük bir şüphe duymuyor, sizlere güveniyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Türkiye’nin sulama amaçlı en büyük tüneli olan Silvan Tüneli’nde Kazı Başlangıç Töreni’ne de canlı bağlantıyla katıldı.
Erdoğan, vefatının 32’nci yıl dönümünde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı rahmetle yad etti. Merhum Özal’ın ülkeye kazandırdığı eserler ve yaptığı hizmetlerle geride her zaman hayırla yad edilecek nadide bir miras bıraktığını ifade eden Erdoğan, Özal’ın, devrinin çok ötesinde politikalarla Türkiye’ye yeni bir ufuk çizmekle kalmadığını, milli iradenin yılmaz bir savunucusu olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özal’ın, Türkiye’nin dışa açılma sürecinde ekonomiden hak ve özgürlüklere birçok alanda attığı vizyoner adımlarla Türkiye’nin bugünlere gelmesinde önemli pay sahibi bir siyasetçi olarak ismini milletin kalbine yazdırdığını dile getirdi.
Bugün son derece önemli ve tarihi nitelikte bir projenin ilk adımı vesilesiyle bir araya gelindiğini, suyun, hayatın, üretimin, medeniyetin, enerjinin menbaı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Su yoksa bereket yoktur, yeşil yoktur, hayat yoktur. Daha önce petrol ve karbon yakıtlar için edilen kavgaların önümüzdeki dönemde su alanında yapılacağı görülüyor. Çünkü su, bu yüzyılın en stratejik ve en değerli kaynağıdır. Ancak son yüzyılda iklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus ve kentleşmeyle birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar da giderek artıyor.” diye konuştu.
Kuraklıklara, sellere, orman yangınlarına artık daha sık şahit olunmaya başlandığına dikkati çeken Erdoğan, son olarak geçen hafta ülkede birçok ili olumsuz etkileyen zirai don hadisesinin yaşandığını hatırlattı.
Bilim insanlarının, gelecekte herkesi çok daha zor günlerin beklediğini söylediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şu gerçeğin hepimiz gayet farkındayız. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Tam aksine su stresi çeken bir ülkeyiz. Gerekli tedbirleri almaz, şimdiden harekete geçmezsek Allah muhafaza çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Su kaynaklarımızı tükenme sınırına gelmeden korumak, verimli kullanmak ve doğru yönetmek, ülkemiz için bir tercih değil, milli güvenlik meselesidir. Hükümet olarak su konusuna biz bu zaviyeden bakıyor, politikalarımızı da buna göre belirliyoruz.”
Erdoğan, son 23 yılda suyu verimli kullanmaya odaklanan politikalara ağırlık verdiklerini belirterek, su alanında toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yapıp 10 bin 663 tesisi hizmete açtıklarını kaydetti.
Cumhuriyet tarihinde yapılanların üç katı kadar baraj yaptıklarına işaret eden Erdoğan, bin 298 barajda 50 milyar metreküp su depolandığını, böylece depolanan su miktarının 184 milyar metreküpe çıkarıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin 820 sulama tesisinin hizmete alındığını, sulamaya açılan yaklaşık 24 milyon dekar alan ile sulanan tarım alanının 72 milyon dekara ulaştığını ifade etti.
Sulamaya açılan alanlardan yılda yaklaşık 250 milyar lira zirai gelir artışı sağlandığına dikkati çeken Erdoğan, yerli ve temiz enerji kaynağı olarak 631 hidroelektrik santralinin hizmete alındığını anımsattı.
Erdoğan, “Bunlar sayesinde 45 milyar kilovatsaatlik üretim kapasitemizi 112 milyar kilovatsaate çıkardık. 81 ilimizin tamamının memba kalitesinde suya erişimi için 342 içme suyu ve 24 atık su tesisini tamamladık. Böylelikle 41 milyon vatandaşımıza yıllık 3,4 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik.” bilgisini paylaştı.
Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP), Cumhuriyet’in en güçlü kalkınma hamlesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, GAP kapsamındaki projelerin hayata geçmesiyle Türk ekonomisinin şaha kalkacağını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sulama alanında yıllık 150 milyar lira, enerjide yıllık 77 milyar lira, içme suyu alanında yıllık 18 milyar lira kazanç sağlayacağız. GAP ayrıca toplam 1,6 milyon kişinin istihdam edilmesine katkı sunacak. GAP’ta 2002 yılına kadar yaklaşık 200 bin hektar arazi sulanırken hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde sulanan alan, 674 bin hektara yükseldi. GAP eylem planında yer alan sulamaların yüzde 64’ünü gerçekleştirdik. Ilusu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Mardin-Ceylanpınar Anakanalı, Kralkızı-Dicle Anakanalı, Suruç Tüneli gibi devasa eserleri son 23 yılda hizmete verdik.”
GAP bünyesindeki bir diğer önemli projenin ise Silvan Projesi olduğuna işaret eden Erdoğan, bu projede Silvan Barajı’ndan alınacak suyun, Silvan ve Babakaya tünelleriyle 98 kilometre uzunluğundaki Cazibe Anakanalı’na aktarılacağını söyledi.
İnşa edilecek sulama ve depolama tesisleriyle toplamda 2,3 milyon dekar alanın sulanacağının altını çizen Erdoğan, projede Silvan Barajı başta olmak üzere 8 baraj ve 23 sulama tesisiyle 31 eserin bulunduğunu, bunlardan Ambar, Kuruçay, Başlar ve Pamukçay barajlarının tamamlandığını aktardı.
Erdoğan, Silvan, Bulaklıdere, Kıbrıs ve Karacalar barajlarında ise çalışmaların devam ettiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silvan Projesi’nin bileşenleri bittiğinde bölgenin, ürün çeşitliliği ve verimin artmasıyla Çukurova’ya rakip olacağını vurguladı.
Şu an proje sahasında kuru tarımın yapıldığını, ağırlıklı olarak buğday, arpa ve mercimek ekildiğini söyleyen Erdoğan, bölgenin sulamaya açılmasıyla hububat, pamuk, mısır, sebze, ayçiçeği gibi yeni mahsullerle ürün yelpazesinin genişleyeceğini ifade etti. Erdoğan, kuru tarıma göre ürün veriminde 2-3 kat artış yaşanacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 255 milyar liraya mal olacak Silvan Projesi’yle 2 milyon 350 bin dekar araziyi suyla buluşturacaklarını vurgulayarak, “Silvan Barajı ara depolamalarıyla sulama tesislerinin hayata geçirilmesi 305 bin kişiye iş imkanı ve ekonomiye yıllık 30 milyar lira katkı yapacaktır.” dedi.
Silvan Projesi’nin ana bileşenlerinden Silvan Tüneli’nde kazı çalışmalarına bugün başlandığını dile getiren Erdoğan, 12 milyar yatırım bedeli olan Silvan Tüneli’nin, coğrafyanın kaderini değiştirecek çok kritik bir tesis olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, Silvan Tüneli’nin 11,2 metre kazı çapıyla Türkiye’nin en büyük sulama tüneli olacağını belirterek, şunları kaydetti:
“13 bin 200 metre uzunluğundaki tünel, saniyede 212 metreküp suyu, sulama sahalarına ve proje kapsamında yer alan diğer barajlara iletecek. Bu proje, Atatürk Barajı sulamasından sonra ülkemizin en büyük sulama projesidir. Şunun da bilinmesini isterim; tek başına bu proje bile bizimle ana muhalefet arasındaki vizyon farkını ortaya koymaya kafidir. Bir tarafta ülkesine ve milletine aşkla hizmet eden adanmış bir kadro var, diğer tarafta her gün ülkesini Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına şikayet eden zavallı bir zihniyet var. Bir tarafta Türkiye’nin küresel konumunu güçlendirmeye çalışan özgüven sahibi bir iktidar ve Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta gırtlaklarına kadar gömüldükleri yolsuzluk, hırsızlık ve sahtekarlık bataklığında debelenen çürümüş, kokuşmuş bir yapı var. Açgözlülüklerinin esiri olmuş bu muhterisler güruhunu muhatap almamaya sabırla devam ediyoruz. Biz, işimize bakıyoruz. Biz, milletimizin refahını artırmaya bakıyoruz. Biz, terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştirmeye bakıyoruz. Biz, ülkemize musallat olan kırk yıllık belalardan kurtulmaya bakıyoruz. Biz, 85 milyonun ezeli ve ebedi kardeşliğini güçlendirmeye bakıyoruz. Biz, bölgemizde barışı, istikrarı, huzuru sağlamaya bakıyoruz. Ne kadar çirkinleşseler bizi yolumuzdan alıkoyamayacaklar. Ana muhalefet, kendilerinin sebep olduğu sahte gündemlerle oyalanırken, biz, işte bugün olduğu gibi dev eserler ve yatırımlarla ülkemizi büyütmeyi inşallah sürdüreceğiz.”
Projeye katkı sunanlara teşekkür eden Erdoğan, projenin bölgeye ve ülkeye hayır getirmesini diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, butona basarak tünel kazısını başlattı.